بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنۡ غِسۡلِينٖ ٣٦

İrinden başka yiyecek yoktur.

– Seyyid Kutub

لَّا يَأۡكُلُهُۥٓ إِلَّا ٱلۡخَٰطِـُٔونَ ٣٧

Onu (bile bile) hata işleyenlerden başkası yemez.

– Seyyid Kutub

فَلَآ أُقۡسِمُ بِمَا تُبۡصِرُونَ ٣٨

Yoo yemin ederim; gördüklerinize

– Seyyid Kutub

وَمَا لَا تُبۡصِرُونَ ٣٩

Ve görmediklerinize ki,

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ ٤٠

O (Kur'an), elbette şerefli bir peygamberin sözüdür.

– Seyyid Kutub

وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَاعِرٖۚ قَلِيلٗا مَّا تُؤۡمِنُونَ ٤١

O, bir şairin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!

– Seyyid Kutub

وَلَا بِقَوۡلِ كَاهِنٖۚ قَلِيلٗا مَّا تَذَكَّرُونَ ٤٢

Bir kâhinin sözü de değildir. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!

– Seyyid Kutub

تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٤٣

Kur'an alemlerin Rabbinden indirilmiştir.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡ تَقَوَّلَ عَلَيۡنَا بَعۡضَ ٱلۡأَقَاوِيلِ ٤٤

Eğer Muhammed, bize karşı ona bazı sözler katmış olsaydı.

– Seyyid Kutub

لَأَخَذۡنَا مِنۡهُ بِٱلۡيَمِينِ ٤٥

Biz onu kuvvetle yakalardık,

– Seyyid Kutub

ثُمَّ لَقَطَعۡنَا مِنۡهُ ٱلۡوَتِينَ ٤٦

Sonra onun şah damarını koparırdık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu